Hakkında pek bir bilgi bulunmayan Pir Sultan Abdal ile ilgili bilgiler genellikle efsanelerden ve şiirlerinden yola çıkılarak bulunan bilgilerdir. Yazdığı şiirlerle halkın sesi olmayı başarmış, ölümsüzlüğe kavuşan bu şairimiz 16. yüzyılda yaşamıştır. Pir Sultan Abdal alevilerce Yedi Ulular olarak anılan Yedi Ulu'dan birisi olma özelliği taşır.
Şiirlerde genellikle dini konuları ele almıştır ki inandığı Alevilik'in din anlayışı şiirlerine de yansımaktadır. Dünya görüşünü ve halka yapılanlarla ilgili düşüncelerini korkusuzca dile getirebilmiştir. Kaldı ki yaşadığı yüzyıl mezhepsel nedenlerle çıkan Çaldıran Savaşı'nın yaşandığı yüzyıldır. Bunun yanında bireysel duygularını da unutmayan Abdal; Aşk,hüzün,ayrılık gibi konuları da kaleme almaktan geri kalmamıştır. Şiirleri genelde Alevi-Bektaşi nefesi tarzındadır. Doğduğu yer Sivas'ın Yıldızeli ilçesinin Banaz köyüdür. Köyde heykeli bulunmaktadır ki evinin önünde hala daha bir söğüt ağacı ve değirmen taşı bulunmaktadır. Şiirlerinden anlaşıldığı üzere geç yaşlara kadar yaşamıştır. Bir çok çocuğu vardır ancak bunlardan iki tanesi ölmüştür.
Eğitimli biri olan Pir Sultan Abdal tekke eğitimi görmüş peygamberlere ve İslam tarihine derin merak duyarak araştırmıştır. Bunun yanında evliya menkıbelerini de öğrenmiştir. Bir dergahda yetişmiş olan Abdal, Alevilik kültürünü en incesine kadar bilmekteydi. Şiirlerinde tekke ve tasavvufla sınırlı kalmayıp günlük olayları da ele alarak halkın desteğini almayı başarmıştır.
Halk Edebiyatı kültürünü sürdüren Abdal hece ölçüsü kullanmış genelde semai,koşma gibi türlerde yazmıştır. Dönemin modası olan gazelden sadece bir örneğe sahiptir. Saz çalma konusunda iyi olan Pir Sultan Abdal insan ve hayvan sevgisini genelde şiirlerinde vurgulamaktadır.
Pir Sultan Abdal İran'da bulunan devlet için propaganda yaptığı idda edilerek Sivas valisince tutuklanmıştır. Sözünün arkasında durduğu ve yolundan vazgeçmeyeceği anlaşılınca idama mahkum kılınmıştır. Ölüm tarihi net bilinmemekle beraber rivayetler mevcuttur . Rivayetlerden biri mezarının Erbil'de bulunduğu olsa da Bektaşi geleneğine göre Merzifon'dadır. Ancak gerçeğe en yakın kabul edilen rivayet asıldığı yerde yani Sivas'ın Kepçeli bölgesinde taşlardan oluşan bir tümseğin altında olduğudur. Bu taşların Sivas valisinin emriyle Pir Sultan'a atılan taşlar olduğu düşünülmektedir.
Şiirlerde genellikle dini konuları ele almıştır ki inandığı Alevilik'in din anlayışı şiirlerine de yansımaktadır. Dünya görüşünü ve halka yapılanlarla ilgili düşüncelerini korkusuzca dile getirebilmiştir. Kaldı ki yaşadığı yüzyıl mezhepsel nedenlerle çıkan Çaldıran Savaşı'nın yaşandığı yüzyıldır. Bunun yanında bireysel duygularını da unutmayan Abdal; Aşk,hüzün,ayrılık gibi konuları da kaleme almaktan geri kalmamıştır. Şiirleri genelde Alevi-Bektaşi nefesi tarzındadır. Doğduğu yer Sivas'ın Yıldızeli ilçesinin Banaz köyüdür. Köyde heykeli bulunmaktadır ki evinin önünde hala daha bir söğüt ağacı ve değirmen taşı bulunmaktadır. Şiirlerinden anlaşıldığı üzere geç yaşlara kadar yaşamıştır. Bir çok çocuğu vardır ancak bunlardan iki tanesi ölmüştür.
Eğitimli biri olan Pir Sultan Abdal tekke eğitimi görmüş peygamberlere ve İslam tarihine derin merak duyarak araştırmıştır. Bunun yanında evliya menkıbelerini de öğrenmiştir. Bir dergahda yetişmiş olan Abdal, Alevilik kültürünü en incesine kadar bilmekteydi. Şiirlerinde tekke ve tasavvufla sınırlı kalmayıp günlük olayları da ele alarak halkın desteğini almayı başarmıştır.
Halk Edebiyatı kültürünü sürdüren Abdal hece ölçüsü kullanmış genelde semai,koşma gibi türlerde yazmıştır. Dönemin modası olan gazelden sadece bir örneğe sahiptir. Saz çalma konusunda iyi olan Pir Sultan Abdal insan ve hayvan sevgisini genelde şiirlerinde vurgulamaktadır.
Pir Sultan Abdal İran'da bulunan devlet için propaganda yaptığı idda edilerek Sivas valisince tutuklanmıştır. Sözünün arkasında durduğu ve yolundan vazgeçmeyeceği anlaşılınca idama mahkum kılınmıştır. Ölüm tarihi net bilinmemekle beraber rivayetler mevcuttur . Rivayetlerden biri mezarının Erbil'de bulunduğu olsa da Bektaşi geleneğine göre Merzifon'dadır. Ancak gerçeğe en yakın kabul edilen rivayet asıldığı yerde yani Sivas'ın Kepçeli bölgesinde taşlardan oluşan bir tümseğin altında olduğudur. Bu taşların Sivas valisinin emriyle Pir Sultan'a atılan taşlar olduğu düşünülmektedir.